23 Ağustos 2010 Pazartesi

Auspex

Auspex'in ilk anlamı "kuşlara bakan kahin"dir. Roma'daki yaygın kehanet ritüellerinden biri olan kuşbiliciliği (aruspicium) dini ritüellerle birlikte anılır. Roma geleneğinin belirleyici niteliklerinden biri kehanete fazla anlam yüklemesidir. Geleneksel Roma kehanet biçimi kuşbiliciliğidir (augurium) yani kuşların ötüşünü ve uçuşunu yorumlamadır. Hatta J. B. Rives'e kulak verirseniz, kuşbiliciliği de dahil olmak üzere kehanet anlayışı Roma'nın dinsel duyuşunun kendine has bir niteliğidir.Yazar bu niteliğin kökenini şöyle anlatıyor: 


"Yetkililer bir devlet işini yerine getirmeden önce, tanrıların onay verip vermediğini öğrenmek için ilgili kahinlere başvururdu. Romalıların devlet yönetiminde kehanetlere başvurma geleneği Etrüsklerden geliyordu." 
(J. B. Rives, Religion in the Roman Empire, Blackwell Publishing, 2007, s.83)



Roma'da gelenekselleşmiş olan geleceği bilme arzusu insanların tanrılarla irtibatının "alma" kısmında yer alıyordu. Zira insanlar kehanet ilmi sayesinde (Stoacı anlayışa uygun bir şekilde) dünü, bugünü ve yarını bir bütün olarak gördüğü düşünülen tanrılardan geleceğe ilişkin birtakım ipuçları, niyetlenilen eylemlerin hayır getirip getirmeyeceği konusunda aracı işaretlerle maskelenmiş ulvî nasihatler yani sembolik bir onay ya da red cevabı alıyordu. İslam'daki istihareyi anımsatan bu eylemden önce "tanrılara danışma" ritüeli, yukarıda da bildirdiğimiz gibi, Etrüsk kökenli olmak üzere, Roma'nın dinsel duyuşunun bir parçasıydı. Bu parçanın önemli bir kısmını da kuşları yorumlama eylemi oluşturuyordu.


Auspex Roma'da tanrılarla insanlar arasındaki irtibatı sağlama gibi önemli bir görevi yerine getiriyordu. Auspex teriminin semantik yapısı, ilgili kişinin görevini ifşa eder. Terim avis + spicio birleşiminden oluşur. Avis "kuş" (Bu da Sanscritçe'deki yine "dalgalanmak" anlamındaki va ve "kuş" anlamındaki vis isminden gelir), specio'nun bozulmuş şekli olan spicio ise "görmek, bakmak, izlemek" anlamındaki fiilin i. tekil kişisidir, yani auspex'i "kuş izleyen" şeklinde çevirebiliriz.

Daha sonradan "kuş" anlamındaki avis isminin de başlı başına "kehanet işareti, alamet" olarak kullanıldığını da görüyoruz (Örn. bkz. Naev. ap. Prob. ad Verg. E. 6, 31), yani kuşların ötüşünden, uçuşundan ve yemini yiyişinden geleceğe ilişkin tanrısal işaretler çıkaran Romalı kafası, kuşun bizzat işaretin kendisi olarak da düşünmüştür (Örn. bkz. Cic. Div. 1, 16, 29: "solvere secundo rumore aversaque avi"). Kimi Romalılar daha da öteye giderek bizzat kuşu (görür görmez) doğrudan "hayra alamet olmayan" bir işaret olarak yorumlamıştır (Hor. C. 1.15.5: "mala ducis avi domum"). Hatta Ovidius, Metamorphoses 5.147'de kuşun aldatıcı kötülüklerinden dem vurur: "tunc ave deceptus falsa!"


Kuşu bırakıp auspex'e dönelim.Terimin "kuş izleyen" yanında "kurucu, otorite, kollayan, koruyu, lütfeden, yönlendirici, kılavuz" anlamları da vardır.Örneğin Horatius "Musa'nın esiniyle / ilham perisiyle" anlamında "auspice Musa" diyor (Hor. Ep. 1, 3, 13). Bunu ilham perisinin refakatinde şiir yazma eylemi olarak düşünmemiz gerekir, burada da bir nevi ilham perisinin "koruyuculuğu" söz konusudur. Yine Horatius bir yerde (C. 1, 7, 27) "Nil desperandum Teucro duce et auspice Teucro" diyor, yani "Teucer'in komutanlığında ve koruyuculuğunda umut yitirilmemeli." 

Auspex'in üçüncü anlamı, dilin nasıl canlı bir hüviyette olduğunu gösterir. Zire Romalılar, bizim Türkçede "sağdıç" dediğimiz, evlilik töreninin tüm ayak işleri yanında damadın yardımcısı (= kollayıcısı?) olup evliliğin bir nevi baş-şahitliğini yapan şahsa da auspex demiştir. Başka bir deyişle, sağdıç da ontolojik kimliğiyle kuş izleme eylemini sürdürmektedir evlilik töreni esnasında. Gelinin her an arıza çıkartmaya meyilli, keskin ve huzursuz bakışlı akrabalarına karşı damadın evlilik töreninin bir an önce, sorunsuz bir şekilde sonlanabilmesi için elinden geleni yapar. M. Lowrie'nin de bildirdiği gibi auspex, düğün töreninde gelinle damada "feliciter (sit)" yani "hayırlı olsun" diyen ilk kişidir (M. Lowrie, Horace's Narrative Odes, Clarendon Press, Oxford, 1997, s.303.). 

Auspex'teki anlam genişlemesi Romalı tipinin günlük yaşamındaki dinsel duyuşun ne denli etkili olduğunu gösteriyor.

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Argumentum



Yunancadaki ὑπόθεσις (hypothesis) terimine karşılık Latincede "Delil, ispat, kanıt" yanında "esas konu, konunun özü, yazı, eser, piyes, konu, motif" anlamlarına da gelen argumentum terimi, "kanıt sunmak, kanıtlamak, açığa vurmak, ifşa etmek, suçlamak, kınamak, -den şikayet etmek" anlamlarındaki arguo, arguere fiilinden gelir. 

Argumentum terimini Türkçede argüman şeklinde kullanıyoruz. TDK'nin verdiği anlamlar şöyle:

1. Kanıt. 2. Tez, iddia, sav. 3. gök b. Bir denklem, bir eşitsizlik veya bir gök cisminin hareketine ait herhangi bir elemanın bağlı bulunduğu belli bir değer. 4. mat. Bir çıkış kümesinin değişkeni. 5. mat. Bir cetvelde diğer bir sayıyı bulmak için yararlanılan sayı. (Kaynak)

Terim farklı alfabelerdeki modern dillerden çoğuna geçmiştir: 

Alm. argument, Azer. arqument, Belar. аргумент, Bul. аргумент, Çek. argument, Est. argument, Filip. argumento, Fr. argument, Haiti Creole Dili agiman, Hır. argument, İng. argument, İsp. argumento, İsv. argument, İt. argomento, Leh. argument, Let. arguments, Lit. argumentas,  Por. argumento , Rom. argument, Sırp. аргумент, Slov. argument, Ukr. аргумент.

Görüldüğü kadarıyla argumentum'u bir tür temellendirme, meselenin, konunun ardındaki hususu açığa çıkarma anlamında düşünmek zorundayız. Bu yüzden "aklî neden, gerekçe" anlamı da saklıdır bünyesinde.  Örneğin Cicero "haec tota fabella ... quam est sine argumento" diyor yani "Tüm bu hikâye... aklî bir gerekçe sunmaksızın..." Hikâyenin içeriğinde argumentum yok, yani aklî bir temellendirme. Hal böyle olunca, terimin içerdiği kanıt anlamını da daha iyi anlıyoruz, bir şeye kanıt sunmak, onu gerekçelendirmek, iç-yüzünü izah etmek, ifşa etmektir. Modern dillerde argument- kökünü gördüğünüz anda aklınıza bu gelsin.

Terimin, Latincenin de dışına çıkarak atalarını araştırmaya kalkıştığımızda, Sanskritçeye ve Yunancaya varıyoruz. Bu dillerden ilkinde, yani Sanskritçede argunas, "parlak", Yunancada ise ἀργής "beyaz", ἀργός "parlak" anlamındadır. Argumentum'daki "meselenin iç-yüzünü aydınlatma, temellendirme" minvalindeki anlamın köken bakımından bu iki dildeki bu kelimelere dayandığı düşünülebilir. Yine Sanskritçedeki rag fiili de "parlatmak, aydınlatmak" anlamındadır. Bu köken bağlantısı da, yukarıda bahsettiğim "ifşa etme" anlamına sağlam bir argumentum oluyor!

Visual Thesaurus'ta argument terimiyle ilgili ilişkiler tablosu şöyle: