30 Mart 2010 Salı

Fabella

Fabella ile fabula arasındaki farkı filosof Seneca'nın penfriend'i Sicilya Proconsulu Lucilius'a "volo tibi narrare fabellam, ut intelligas..." deyişiyle ("Sana şunu şunu anlayabilesin diye bir fabella anlatmak istiyorum") birlikte cinsî sapkın Hostius Quadra kıssasını sunuşunda kavrıyoruz. Nitekim yorumcuların ekseriyeti Seneca'nın neden N.Q. I. Cp.XVI.1'de yani burada "fabula" (hikâye) yerine "fabella" terimini kullandığı üzerinde dururken genelde fabella'nın ders çıkarma maksatlı aktarılmış küçük kurgu ya da gerçek hikâye olduğu sonucuna varmış.

İngilizcede ve diğer dillerde bunun tam karşılığı fabl(e) olmalıdır, ki bunu biz Türkçede ziyadesiyle konusunu hayvanların oluşturduğu küçük ahlâk hikâyecikleri olarak düşünüyoruz. Concise Oxford English Dictionary'de köken olarak fabl için fabula işaret edilmiş. ancak bana kalırsa fabl ile fabula arasında köprü görevi görüyor olabilir fabella. Zira fabula'da "kısa"lık, "hikâyecik"lik vurgusu yoktur (a narration, narrative, account, story; the subject of common talk). Teyit edin -> http://artfl.uchicago.edu buna karşılık "kitap" anlamındaki liber'in libellus olmasıyla "kitapçık" anlamını kazanması gibi, fabula'dan oluşan fabella da "kısa hikâye" vurgusuna sahiptir. Teyit edin -> http://artfl.uchicago.edu O hâlde fabl için fabula öncül ata olabilirse de, arada bir de fabella köprüsü olmalı, çünkü fabl'da kısalık vurgusu vardır: "a traditional short story that teaches a moral lesson, especially one with animals as characters" teyit edin -> http://www.oup.com/

Ancak Seneca'nın gerek burada ve külliyatının başka karanlık köşelerinde fabella'yı gerçekten yaşamış kişilerle ilgili yine ahlâkî mesajlar sunan küçük hikâye olarak kullanmış olması, söz konusu terimi Türkçeye fabl diye çevirmememiz gerektiğini haykırıyor. Bu yüzden ben bu iki niteliğinden ötürü (kısalığı ve yaşamış kişilerle ilgili ahlâkî mesaj sunması), -en azından Seneca'nın kullandığı- fabella'yı Türkçeye "kıssa" şeklinde çevirmeyi uygun görüyorum. Kıssa için bkz. http://tdkterim.gov.tr : "Ders alınması gereken kısa hikâye"

Fable'ın visual thesaurus'taki şematiği:


Fabella için yapılmış bir açıklama (Gert-Jan van Dijk, Aînoi, lógoi, mŷthoi: Fables in Archaic, Classical, and Hellenistic Greek Literature. with a Study of the Theory and Terminology of the Genre, Pub. by Brill, Leiden - New York - Köln, 1997, s.94) için bkz.

23 Mart 2010 Salı

Incompetens

Geç dönem Latincesinde kullanılan incompetens sıfatının (Theod. Prisc. 2, 17) İngilizcesi olarak duruyor. Bunu bir aile olarak düşünürsek, İngilizcedeki incompetent Latincedeki incompetens'in oğlu/kızı olacak şekilde, yakınıdır. Başka evlatlar da var haliyle: Fr. incompétent, İsp. incompetente, Por. incompetente vb. Başlıktaki de dahil olmak üzere bunların hepsi "insufficient" yani "yetersiz" anlamındadır.



Yapı kendini belli ediyor: in+competent şeklinde bir birleşimden söz ediyoruz. In- öneki Latincede ve birçok çağdaş batı dilinde eklemlendiği yapıyı olumsuz kılıyor. Örneğin yukarıda bahsettiğim in-sufficient da böyledir. Sufficient "yeterli", insufficient "yetersiz"dir. O hâlde Latincedeki incompetens'in de atalarını aramak istiyorsak, etimolojik olarak, competens'e bakacağız. Genelde Latince sözlükler competens'i kendi başına almıyor, Charlton T. Lewis'in ya da Cassell'in büyük sözlüklerinde bu madde yok. O hâlde ne klâsik çağda, ne de geç dönemde isimleşmiş olduğunu söyleyebiliriz. Competens, gramer olarak incelenmeye bile gerek duyulmayacak ölçüde, praesens participium yani sıfat-fiil'dir. Türediği fiil competere'dir.

O hâlde competere fiili competens'in, o da, incompetens'in babasıdır. Şöyle bir soy ağacı oluşuyor:

Competere -> competens -> incompetens -> incompetent... (ve diğer çağdaş dillerdeki benzerleri)

Competere "bir noktada örtüşmek, buluşmak, uyuşmak, bir araya gelmek" anlamlarında olup o da bir birleşmiş bir yapıdır, yani yukarıdaki soyağacına bir ata daha eklememiz gerekiyor: Con+petere. Con- öneki Latincede ve şimdiki çağdaş dillerin çoğunda -çoğu kere- "bir araya gelme" ve "toplanma" (together - gathering) anlamını verir. Competere'deki "bir noktada toplanma" anlamındaki "birliktelik" manası da buradan kaynaklanıyor.

Con- önekinin eklemlendiği petere fiiline bakarsak, genelde "istemek, talep etmek" anlamlarında kullanıldığını görürüz. Ancak "istemek" fiilini de "yönelme" anlamıyla okumak gerekiyor. Biz bir şeyi isteriz, çünkü ona yönelmişizdir. Ya da tersten okursak, biz bir şeye yöneliriz, çünkü onu istemişizdir. Yönelmeyle isteme örtüşür petere'de. Bu yüzden petere'nin "hedefe yönelmek" anlamı da vardır. Buna bağlı olarak con+petere'de de, con- önekinden ötürü, "aynı hedefe yönelme" anlamı vardır. Şimdi bunların ışığında soyağacını yeniden çizelim:

petere -> con+petere -> competens -> in+competens -> incompetent...

Bu soyağacını Latinceden taşıp daha gerilere götürmek ve daha eski ataları bulmak da mümkündür. Charlton T. Lewis'in sözlüğünde Sanskritçedeki "düşme, uçma, konma" manalarındaki pat- kökü ve Yunancadaki yine "düşmek" manasındaki pet- / pipto- kökünün petere fiilinin atası olabileceği söylenmiş. Buna uygun olarak soyağacını yeniden çizelim:

Pat- (Sansk.) veya pet-/pipto- (Yun.) -> petere -> competere -> competens -> incompetens -> incompetent...
Not: Bu yazı jimithekewl.blogspot ile Ekşi Sözlük'te aynı anda yazıldı.

2 Mart 2010 Salı

Obscenitas

Çağdaş batı dillerinin neredeyse tamamına geçmiş olan, ahlâkî düzlemdeki kirliliği, bozukluğu, çürümüşlüğü gösteren ismin (Alm. obszönität, Çek. obscénnost, Fr. obscénité, Flem. obsceniteit, Gal. obscenidades, İng. obscenity, İsp. obscenidad, İsv. obscenitet, İt. oscenità, Kat. obscenitat, Nor. obskønitet, Por. obscenidade, Rom. obscenitate, Slov. obscénnost, Sloven. opolzkost) Latincedeki ilk/yakın akrabası budur. Obscoenitas ve obscaenitas şekillerine de rastlanabilir.

İsmin yapısına baktığımızda ob- önekinin sırıttığını görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında obscenitas bir birleşik isimdir. Şu şekilde oluşmuştur: ob + caenum + tas.

Ob- genelde "-den dolayı" manasında bir önek olup, birlikte gittiği ifadenin cümlede neden olarak belirmesini sağlar. Caenum ise obscenitas'ın merkezindeki isim olup ilk anlamı "çamur", "kir" vb. fizikî lekeler üzerinde şekillenir. Plautus "kirli eş" anlamında kullandığına göre bir hatundan bahsederken, ahlâkî anlamda lekeliliği de veriyor olmalı. Latincedeki -tas eki ise İngilizcedeki -(n)ty eki gibi soyut anlamlılığı gösterir.

O hâlde ob+caenum yapısından ilkin bir sıfat doğuyor: "Kirli", "lekeli", "şeytanî", "kanı bozuk" gibi anlamlara gelen obscenus. Yukarıda bahsettiğim gibi soyut anlamlılık katan -tas eki de buna eklemlenince başlıktaki isme ulaşmış oluyoruz: "Kirlilik", "lekelilik", "şeytanîlik", "kanı bozukluk", "ahlâksızlık" ve hatta "müstehcenlik".